Dişlerde altın oran, gülüş estetiği dolayısıyla popüler bir konu haline geldi. Gülüş tasarımı adından son yıllarda fazlasıyla söz edilmektedir. Gülüş tasarımında çeşitli uygulamalar yapılmakta ve özellikle diş estetiği çalışmalarıyla kişiler hayallerindeki gülüşe, görünüme kavuşturulmaya çalışılmaktadır.
İnsanlar her zaman güzel bir gülüş isterler. Gülmek kişinin sadece sevinçli olduğunun, mutlu olduğunun göstergesi değildir. Aynı zamanda tarzının, kişiliğinin de dışa vurumudur. Bu yüzden bazıları yumuşak gülüşünü daha çekici bir gülümsemeye dönüştürmeyi arzular. Bazıları daha entelektüel bir gülüşe kavuşmak ister. Bu farklı istekler gerçekte bir desene göre şekillendirilmiştir. Gülüş tasarımında en başarılı sonuç yüzyıllar öncesinde bütün göze hoş gelen objeler üzerinde varlığı kanıtlanmış bir yöntem olan altın oran ile elde edilebilmektedir.
Altın oran aslında doğanın hemen her yerinde var ve bunlar bugün yeni yeni keşfedilmeye devam ediyor. DNA moleküllerinde dahi bulunan altın oran, gizli doğanın, dişlerin ve sanatın güzelliği araştırılmak istendiğinde bu ortak prensiple karşılaşılmasını sağlıyor. Bu yüzden de dişlerin altın oranı var mıdır sorusuna “evet” cevabını verebiliyoruz.
Güzellikler araştırılmak istendiğinde ortak bir prensiple karşılaşılıyor. Bu prensip evrensel bir ideal oranın olduğu gerçeğidir. Bir sanat eserinin iyi ya da kötü oranda olduğu, bir yüzün çok kısa ya da çok uzun olduğu, orantısız göründüğü gibi konularda rahatlıkla anlaşmaya, mutabakata varılır. Dişlerin altın oranı var mıdır? İlk çağlardan beri akıllara gelen bu soru ile birlikte bilinen bu sihirli bağlayıcı oran, güzellikle ilgili son dönemde adeta fenomen olmuştur. Güzellik dediğimiz aslında altın oranın bütünsel anlamıdır.
Altın oran, vücudumuzun her bölgesinde, hatta çevremizde estetik, güzel olarak algıladığımız bütün canlı ve cansız varlıklarda gözlemlenmektedir. Beğendiğimiz bir film yıldızında, muhabbet kuşunda, kelebekte, DNA moleküllerinde, hücrede, çok beğendiğimiz bir otomobilde bile altın oranlar karşımıza çıkar.
Oranlar daha çok büyükle küçük arasındaki ilişkiyi ifade etmektedir. Dişlerin altın oranı var mıdır sorusu da bu yüzden akla gelir. Doğanın her alanında olan bu altın oranın elbette gülüş tasarımında öne çıkmaması hayal kırıklığı olur.
Gülüşünüz Altın Oran ile Tasarlanıyor
İnsan vücudunun her yerinde altın oran rahatlıkla göze çarpar. Biraz düşünmek, insanın kendi varlığını sorgulaması bu mucizeyi görmesine imkân verebilir. Özellikle de yüz bölgesindeki uyum, estetik çok daha barizdir. Yüzdeki bütün organlarla dişlerin arasında muhteşem bir uyum vardır. Bir ölçek oranı bulunur. Bu oran yalnızca dişlerin genişliğini kapsamaz. Aynı zamanda dudaklar ve ağız dikey yüksekliğini; buna bağlı olarak da yüz yüksekliğini kapsamaktadır.
İnsan yüzündeki estetik algılama pek çok organın uyumuna da bağlıdır. Çoğunlukla güzel ve içten bir gülümseme diğer organlardan çok daha fazla pozitif etki oluşturur. Güzel bir gülümsemenin verdiği etkiyi şekilli bir burun, bakım yapılmış bir saç ya da küpelerle benzenmiş bir kulak kesinlikle veremez.
Sırrı Yüzyıllar Öncesinden Gelen Yeni Yöntem
Dişlerin altın oranı var mıdır ile alakalı çalışmalardaki altın oran aslında çok eskilere dayanıyor. Bu bakımdan üst ön dişler kişisel estetiği belirlemede önemlidir. Bu dişlerin yüzdeki birçok organ ile orantısı vardır. Aynı zamanda alt üst çene arasındaki ileri geri ilişkide de bu dişlerin payı büyüktür. Eğer bu dişler eksikse rehber olarak bu sefer yüzün ve ağzın diğer organlarına bakılır.
Altın oran ilk kez M.Ö. 500 yılında Pisagor tarafından tanımlanmış; fakat altın oran dikdörtgeni kullanılarak kumpas ve cetvelle nasıl belirleneceğini M.Ö. 300 yılında Öklit ortaya koymuştur. En basit açıklamasıyla altın oran, düz bir çizginin altın oran pergeli ile bir büyük, bir de küçük parçaya bölünmesi şeklinde algılanabilmektedir.
Dünyada estetik görünüme sahip binlerce ağız üzerinde ölçümle yapılmış ve belirli sabit değerlerin ağız ve yüz denkleminde ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Dişlerin altın oranı var mıdır? İşte ortaya çıkan bu değerler dişler için de aynıdır. Bu değerler, altın oran olarak ifade edilir. Gülüş tasarımında altın oranı hesaplanırken hastanın yüzünde ve dişleri üzerinde bir takım özel ekipmanlar kullanılarak tespiti yapılır. Uygulama yalnızca diş kliniğinde gerçekleştirebiliyor. Özel ekipmanlar kullanılan uygulamalarda kişiye ağrı ve acı hissettirecek herhangi bir müdahale yapılmıyor. Pratikliği ile uygulama öne çıkıyor.
Altın orana göre yan kesici dişler 1 birim kabul edilir ise üst ön kesici dişin yan kesici dişten 1,618 oranında büyük olduğu görülmektedir. Yan kesici diş diğer yanında yer alan köpek dişinden 1,618 kat daha fazla gülümseme sırasında görülebilmektedir. Yine köpek dişi 1,6718 oranında fazlaca 1 küçük azı dişinden fazla görünür. Üst ön 6 kesici dişin alt ön kesici dişlere oranı da aynı sonucu vermektedir. Her diş kendi içinde kıyaslama yapıldığında aynı rakamla sonuçlanmaktadır.
Dişlerin altın oranı var mıdır ile birlikte gözlerde de benzer sonuç vardır. Gözün uzunluğu ile gülümseme sırasında ortaya çıkan mesafe oranlandığı zaman da aynı rakama ulaşılmaktadır. Aslında ulaşılan bu oran yüzün, vücudun ve dişlerin arasında yapılan ölçümlerde de daima sabit bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Her yüzde bu tip oranlar vardır. Kişi ya da hekim estetik bir gülümseme için ne kadar kişisel bilgilere, birikime ve değerlendirmelere sahip olsa da bu durum kişisel değildir. Tam anlamıyla matematikseldir.
Doğru uzunlukta dişler yapılarak doğru mesafe oranları ile çalışarak kişinin kendi üzerindeki estetik algısı ve beklentisi risksiz olarak planlanabilir. Ölçüm pergeli ile bilgisayar tasarımlarından çok daha başarılı sonuçlara ulaşılabilir. Bu ölçümler her ne kadar fotoğraf ve bilgisayar üzerinden yapılabilse de en sağlıklısı hasta ile hekimin karşı karşıya, yüz yüze olduğu, özel ölçüm pergeli kullanılarak yapılan öcümdür. Bu ölçümler diş hekimi ve teknisyeni tarafından değerlendirilir. Kişiye özel gülümseme dizayn edilir ve yeni gülüş diş hekimince hastanın onayına sunulur.
Yeni Gülüşünüzü Mock-Up ile Önceden Görebilirsiniz
Dişlerin altın oranı var mıdır ile birlikte yeni gülüşümü önceden görebilir miyim sorusu akıllara gelebilir. Ortaya çıkacak olan yeni gülüşü hasta, hayal etmekte zorlanabilir. Bu konu hastada güvensizliğe ve huzursuzluğa neden olabilir. Bu durumda operasyona başlamadan evvel diş rengindeki malzemelerle mocak-up, yani geçici model çalışması gerçekleştirilir. Mock-up sayesinde kişinin dişlerine dokunulmadan bittiğinde nasıl bir görünüm ortaya çıkacağı kabaca gösterilmiş olur. Kişi dilerse tedaviden vazgeçebilir, dilerse tedaviye karar verebilir.
Dişlerde altın oran elde etmek için gülüş tasarımına başlarken tüm ölçümlerin altın oranlara göre belirlendiği söylenebilir. Kişinin yüz tipi, cilt rengi, yaş ve cinsiyetine bağlı olarak kriterlerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Daha çok kare ve yuvarlak yüzlü kişilerde diş formları da kare ve yuvarlak olur. Uzun yüzlü kişilerde de diş formları uzun olur. Klasik diş hekimliğinde bu benzerlikler göz önünde bulundurulur ve korunmaya çalışılır. Restorasyonlar bu çerçevede yapılır.
Kimi zaman estetik yönden bir şeyler değiştirilmek istendiğinde bu benzerlikler tersine çevirilerek farklı ifadeler veren diş yapıları elde edilir. Mesela uzun yüzlü kişiye dikdörtgen formda, uzun dişler yapılırsa yüzü olduğundan da uzun bir görünüme kavuşabilir. Böyle kişilerde oval ya da daha geniş formlar denenir. Yüzdeki hoş durmayan uzunluk kamufle edilmeye çalışılır. Yine yuvarlak yüzlü bir kişiye daha ince uzun formda dişler yapılarak yüzünde daha ince bir görünüm ortaya çıkarılabilir. Burada unutulmaması gereken detay, bütün bu işlemler yüzde yapılacak ölçümlere ve altın orana göre planlanmalıdır.
Dişler ile kişinin yüz ifadesi değiştirilebilir. Mesela sert ifadeli bir kadın yüzü dişlerin şekli değiştirilerek yumuşatılabilir. Yine çocuksu ve masum ifadeli erkek yüzü diş şekilleri değiştirilerek daha maskülen hale kavuşturulabilir. Arzu edilen sonuçlara ulaşabilmek için erkek ve kadın dişleri arasındaki boyut ve şekil farklılıklarını doğru biçimde kullanmak gerekir. Dişlerde altın oranı yakalamak ile beraber gülüş estetiğinde ağzın dikey boyut yüksekliği çok önemlidir. Dinlenme halinde alt çene ile üst çene arasındaki mesafe ağız yüksekliğini belirlemektedir. Eğer bu yükseklik yeterli seviyede değilse dudaklar büzüşür. Kişi, olduğundan daha yaşlı bir görünüm kazanır. Yine bu yüksekliğin fazla olması da dişlerin normalden faza görünmesine yol açar. Estetiği bozar.
Tamamen dişsiz kişilerde protez tasarımı bir hayli zordur. Hastanın yaşına ve cinsiyetine uygun güzel bir gülümsemeye sahip olması için protez tasarımı yapılır. Bu sayede hasta, istediği gıdayı rahatça tüketebilir. Çiğneme kalitesi yükselir. Ancak protezle ilgili geliştirmeler gülüş estetiği alanına dahil edilmemektedir.
Gülüş tasarımı ile kişi daha genç bir görünüm kazanır. Fakat estetik müdahale gereksinim de olabilir. Altmış yaşındaki bir kişi ile yirmi beş yaşındaki bir kişi için aynı standartta bir gülüş tasarımı yapılamaz. Farklı yaşlardaki kişilere aynı dişler yerleştirilemez. Bu tip hastalarda mutlaka estetik cerrahi ile dudak, cilt, yanak, göz, çene altı desteğine de gereksinim olacaktır. Tıpkı DNA gibi her kişinin yüz estetiği oranları da farklılık gösterir. Bu yüzden her altın oran kişinin kendi vücudunda geçerlidir. Altın oran belirlenirken ve uygulanırken size özel olarak yapılır. Bu noktada yüze en güzel gelecek diş tasarımı, hekimin tecrübesi ve sahip olunan dişlerle ilgilidir.
Gülüş Tasarımında Kullanılan Yardımcı Teknikler
Diş hekimleri gülüş tasarımını planlarken çeşitli yöntemlerden yararlanırlar. Bunlardan birisi porselen lamina venerler olup bu uygulamada dişlerin üst yüzeylerine ince porselen yapraklar yapıştırılır. Dişten çok az ya da hiç madde kaldırılarak restorasyon uygulanır. Bu sayede dişin dokusu muhafaza edilir. Beyazlatma sisteminde kişinin doğal diş renginin daha beyaz ve ışıltılı olması sağlanır. Yaşlılık, travma ve çeşitli ilaçlardan kaynaklı kalıcı renklenmeler bu sayede ortadan kaldırılır.
Estetik diş restorasyonlarda çürük dişler doldurularak eskimiş dolgular yenilenir. Metal desteksiz tam porselen venerler tekniğinde çok hasarlı ya da daha önceden kesilmiş dişlere dış görünümü ve diş sağlığını geliştirmek amacıyla uygulama yapılır. Bütün detaylar doktor ile hastanın ne istediğine göre kararlaştırılarak hayata geçirilir. Klinikte bütün bu yöntemler ve daha fazlası başarıyla gerçekleştirilir.
Son Yorumlar